Kalıpların ötesinde düşünmeyi ifade eden tasarım odaklı düşünme metodu son zamanlarda iş
dünyasına hızlı bir giriş yaptı. Bu yaklaşımın temeli çözüme yoğunlaşmak ve çözüme giderken
yenilikçi ve farklı yollar aramaktır. Bir konuyu algılarken öncelikle
kullanıcıları anlamayı, ilk görünen haline ikna olmadan, ötesine yoğunlaşarak sorunları
yeniden tanımlamayı ve alternatif stratejilerin peşine düşmeyi esas alır ve her alanda
kullanılabilir.
Tasarım odaklı düşünmenin aşağıdaki 6 ana metodunu kullanarak her
alanda yenilikçi bir düşünme yolu tasarlayabilirsin!
-
Sürecin en temel ve ilk adımı hedef kitleye yönelik dinleyerek, deneyimleyerek ve gözlem yaparak empati geliştirmek. Hedef grubunun ne hissettiğini, ne düşündüğünü, nasıl davrandığını tespit edebilirsin.
-
İkinci adım olarak ihtiyaçları tanımlayarak toplanan bilgileri, gözlemleri ve içgörüleri sentezleyerek analiz edebilir, temel problemi anlamaya çalışabilirsin.
-
Üçüncü adım tanımlanan problemin çözümü için fikir üretmeyi amaçlar.
-
Dördüncü adım prototiplemek yani çözüm oluşturmaya başlamaktır. Belirlenen soruna mümkün olan en iyi çözümü bulabilmek için olası çözümlerin prototiplerini oluşturmalı ve bunları seçilen kullanıcı/müşteriler ile test etmelisin. Böylece artı ve eksi yönleri daha net bir şekilde görebilirsin.
-
Son aşama ise değerlendirme! Bu aşamada; bir önceki aşamada yapılan testlerden aldığın yorumlar ile değerlendirme yapıp gerekli düzenlemeler ile çözümü tekrar test edebilir ya da tamamen farklı bir fikirle Tasarım Odaklı Düşünme sürecine devam edebilirsin.
-
Dünya her an, büyük bir hızla değişiyor. Bu değişime paralel olarak, insanların ihtiyaçları ve beklentileri de farklılaşıyor. Değişime ayak uydurmanın yolu bir kez daha iletişimi kuvvetlendirmek ve aslında bir kültür dönüşümünden geçiyor. Tasarım odaklı düşünme de bu noktada, hem ihtiyaca yönelik ürün/hizmet geliştirerek kaynakları doğru ve verimli kullanmayı teşvik eden hem de inovatif faaliyetlerin önünü açan kullanışlı bir araç olarak karşımıza çıkıyor.